ŞAFİİ el-UMM

KORKU N.

 

KORKU NAMAZININ İKİNCİ ŞEKLİ

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın." (Bakara, 238) "Eğer korkarsanız namazlarınızı yürüyerek yahut binmiş olarak kılın." (Bakara, 239)

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Allah'ın Kitabı'nda yer alan "Eğer korkarsanız namazlarınızı yürüyerek yahut binmiş olarak kılın." ifadesi açıkça gösteriyor ki bu durum, yüce Allah'ın Peygamberine korku halinde önce bir gruba, sonra bir gruba namaz kıldırmasını emrettiği durumdan farklıdır. Yine bu ifade açıkça ortaya koyuyor ki onlara yürüyerek veya binmiş olarak namaz kılmalan izni, ancak önce bir grupla, sonra bir grupla namaz kılmasını emrettiği korkudan çok daha şiddetli bir korkuyla ilgili olarak verilmiş bir izindir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bize Malik haber verdi, ona Nafi şöyle demiş: İbn Ömer korku namazından bahsetti, uzun uzun anlattı. Sonra dedi ki: "Eğer korku bu anlattığımdan daha şiddetliyse o zaman yürüyerek veya binmiş olarak namaz kılın, yüzünüzün kıbleye dönük olması veya olmaması bu hususta fark etmez." Malik dedi ki: "Bana göre İbn Ömer bu sözü Resulullah (s.a.v)'den nakletmiştir." Tahric: Muvatta, 1/183; Buhari, 1/299; Müslim, 1/574.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bize Muhammed b. İsmail veya Abdullah b. Nafi anlattı, ona İbn Ebu Zi'b, ez-Zühri'den; o, Salim'den; o, babasından; o da Resulullah (s.a.v)'den benzerini rivayet etmiştir. Tahric: Buhari, 1/298; Müslim, 1/574.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Yürüyerek veya binek sırtında namaz kılmanın caiz olduğu korku, -Allah doğrusunu daha iyi bilir- düşmanın iyice yaklaşmakta olduğu, iki tarafın birbirini gördüğü, Müslümanların ise kale ve benzeri koruyucu bir mekanda olmadığı, düşmanın silah ve ok menzilinde olduğu ya da düşmanın ok fırlatabileceği, kılıç sallayabileceği bir mesafede olduğu bir haldir. Eğer durum böyleyse ve düşman tek bir cepheden geliyorsa, Müslümanlar da sayıca daha fazla iseler, bazı Müslümanlar ayrılarak düşmanla savaşabiliyorlarsa, dolayısıyla geri kalan Müslümanlar onlar kadar şiddetli olmayan bir korku halinde olabiliyorlarsa, bu durumda bir grup Müslüman düşmanla savaşırken bir grup da şiddetli olmayan korku namazını kılar. Aynı şekilde düşman iki veya üç cepheden saldırıyorsa ya da Müslümanları kuşatmışsa, düşman kuvvetlerinin sayısı az, Müslümanların sayısı fazlaysa, her grup diğer grupla düşman arasına girecek şekilde ayrı bir koldan saldırır ki düşmanla aralarına girdiği grup şiddetli olmayan bir korku halinde bulunsun. Böylece düşmanla doğrudan yüz yüze olmayan grup şiddetli olmayan korku hali namazını kılar.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer namaz kılanlar düşman ile düşmanla savaşını sürdüren grup arasına girebiliyorlarsa, bunu yapmalıdırlar ki savaşı hala sürdürenler şiddetli olmayan korku haline avdet edip namazlarını bu hal üzere kılabilsinler. Savaşlarını yüz yüze sürdürmeyenler için korku namazını yerde ve kıbleye dönük olarak kılmaktan başkası caiz değildir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Savaşın kızışmasından veya korkudan dolayı böyle davranmak zorlaşırsa, mesela namaz için düşmana arkalarını dönerlerse bu, düşmanın boyunlarına binmesine sebep olacaksa veya hezimete uğradıklarını sanmalarına sebep olacaksa yahut düşmanla aralarına girip namaz kılan grubun heybetine / gücüne / kuvvetine halel gelecekse ya da düşman buna engelolursa yahut da kendileriyle düşman arasına girmelerini engelleyecek şekilde giriş koridorları daraltıhrsa, önlerindeki grup kıbleye dönük olarak veya olmayarak istediği gibi namaz kılabilir. Yine bineklerinin türü ne olursa olsun bineklerinin sırtında oturmuş halde veya yerde ayakta ve başlarıyla işaret ederek namazlarını kılabilirler.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer düşman onlarla kıble arasına girecek şekilde konuşlanmışsa, bundan dolayı da namazlarının bir kısmını kıbleye dönük olarak kılmışlarsa, sonra düşman kıble tarafından başka tarafa yöneldiği için onlar da yüzlerini onlara doğru döndürürlerse, bu, namazlarını yarıda kesmek anlamına gelmez. Çünkü böyle bir durumda namazlarının tümünü kıbleden başka bir yöne dönerek kılmaları da caizdir. Yani kıbleden başka tarafa dönerek namaz kılmaktan başka bir imkanları yoksa namazları, bu korku halinde caiz olur. Bu, namazın bir kısmı için söz konusu olan bir durumdur. Bir şeyin bir kısmı da tamamından daha azdır.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bu şekilde namaz kılmaları caiz olur, ama namazı yarıda kestikleri anlamına gelecek bir davranışta bulunmamaları şartıyla. Etrafında dönmek, yerinden ayrılmak, düşmana doğru biraz yürümek, bulundukları yerde durmak gibi ... Bu söylediğimiz şekilde hareket ederlerse namazları caiz olur. Aynı şekilde düşman onlara karşı bir hamle yaparsa, onlar da kalkanlarıyla kendilerini korurlarsa veya birbirlerine sokulurlarsa, bu sırada içlerinde biri silahıyla düşmana vurursa, ya da mızrağıyla dürterse veya herhangi bir şeyle düşmanı püskürtürse, ayrıca düşmanı gafil yakarlar da darbe indirmek için fırsat bulursa, bu sırada düşmana bir darbe vurur veya mızrağını batınrsa ve bu esnada da namazda olursa namazı geçerli olur.

 

Fakat attığı darbeden veya soktuğu mızraktan sonra başka darbeler de vurursa, mızrağını tekrar tekrar sokarsa veya mızrağı soktuktan sonra yarada ileri geri sokup çıkarırsa yahut da uzun sayılacak başka bir amelde bulunursa namazı geçerli olmadığı gibi sürdürmesi de caiz olmaz. Eğer namazını yeniden kılma ve yarıda kesmesi anlamına gelecek davranışları yapmama imkanını bulursa namazını yeniden kılmalıdır. Bundan başkası caiz olmaz.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer namazın vaktinin geçmesinden korkarak bu hareketleri yaptığı halde namazı bırakmayıp kılmaya devam ederse, yine de sonradan tekrar kılması gerekir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer korku namazı esnasında bir Müslümanı uyarmak veya bir düşmanı korkutmak maksadıyla bilerek namaz dışı bir söz söylerse ve bu sırada namazda olduğunu da biliyorsa, namazı bozulmuş olur. İmkan bulur bulmaz namazı yeniden kılması gerekir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bir Müslüman şiddetli korku haline özgü namazı kılma imkanını bulur da namazı ifsat edecek bir davranış da sergilemezse, namazı geçerli olur. Yine bir Müslüman şiddetli korku hali dışındaki korku namazını kılmaya imkan bulursa o şekilde kılar. Ya da korku namazı olmaksızın normal namaz kılma imkanını bulursa o şekilde kılar.

 

Sonraki için tıkla:

 

NAMAZA BİNEK SIRTINDA BAŞLAYAN, SONRA İNEN VEYA YERDE BAŞLAYIP BİNEK SIRTINDA DEVAM EDEN YAHUT YÜZÜNÜ KIBLEDEN DÖNDÜREN YA DA YERİNDEN BİRAZ DAHA İLERİ GİDEN ADAMIN DURUMU